Kara Tahta Yazıları-12

Bizi belki biraz kadınlar anlar diye düşünmüştüm. Aslında anlaşılmayı beklemek yerine anlamaya uğraşsaydım hedefime biraz olsun yaklaşmış hissedebilirdim. Bu neyin işkencesi düşündün mü hiç? Yemek yemek seni ne kadar iyi hissettirebilir? Çok soru soruyormuşum gibi görünüyor olabilir. Sizinle aynı görüşte değilim. Yani genelde de böyle zaten. Sadece bazı zamanlarda gereksiz bir kibarlık ortaya koymam gerekiyor. Siz de bundan sıkılmış olmalısınız. Yapmacık davranmak, yalan söylemek, hile yapmak, riya ve dedikodu sizlerin olsun. Eğlenin doyasıya. Sizinle aynı gülüşte değilim. Ayaklarınızı koyduğunuz yere dikkat edin, sarı çizgiyi zaten geçtiniz. Boşuğa basmaya çalışmayın, yapamazsınız…

Kara Tahta Yazıları-11

Düşüncelerimi dile getiremediğim zamanlarda daha sağlıklı düşünüyormuşum, bunu farkedeli çok uzun zaman olmadı. Çok çabuk fikir değiştiren biri olmadığımı söyleyemem. Ama eleştirmeyin, sizin galiba biraz dinlenmeye ihtiyacınız var ve de düşünmeye. Evet sizi kastediyorum. Rollerinizden sıkılmış olmalısınız. Sizi kimsenin bulamayacağı yerlere gidin ve zorunda olduğunuz şeylerden biraz sıyrılmaya çalışın. Bunu başardığınızda cenazenizde ön saflarda olacağıma söz veriyorum.

Kara Tahta Yazıları-8

IMG_8769.JPG

Yakından tanıdığım insanların cesetlerini bir budist tapınağında yaktım. Budaya saygılarımı sunup oradan uzaklaştım. Kaçtım, kaçmasam beni seveceklerdi, ki sevilmekten hiç hoşlanmam. Yalnızlığıma göz koydu üç beş ihtiyar rahip, eşlerini öldürdüler, çocuklarını uzak diyarlara sürdüler. Yapmayın dedik dinletemedik. “Birlikte zor zamanlardan geçtik” dedi bir tanesi, içeriğini sorduk, söylemedi. Çok da lazımdı sanki. Bağırdık aniden hep birden “Yapma!” Diye. Bizi duyan herkes durdu. Duymayanlar da duranları görüp durdu. Oysa şaka yapacaktık ayin hazırlığındaki bir bilgeye, her şey gibi bu da kaka oldu. Bu aralar yalnızlıklarımızın bir merhemi yokmuş gibi davranmaya karar verdik. Fazla ilgiye gelemiyoruz götümüz kalkıyor hemen. Oysa bizim ne çok iyiliğimizi düşünen var. Hepsi yalancı, hepsi riyakar. Yalnızlığın en büyük kanıtı bir olacakken iki olmaktır.

Kara Tahta Yazıları-7

IMG_5337.JPG

Aslında yanıldığımızı biliyorduk. Sadece henüz bunu kendimize itiraf edememiştik. İnsan yanıldığını bilmez mi? Bilir. Biz işin salağa yatma kısmı ile ilgilenmeyi seçmiştik. Her seferinde biraz daha iyiye gideceğimize kendimizi inandırmıştık. Bunca zahmet boşuna değil. Biz sevmeyi, sevilmeyi seçtik. Yanlış yaptık, bunu da çok geç olduğunda fark ettik. Ama önemli olan yanlışımızı fark edebilmekti değil mi? Züğürt tesellisi! Daha iyi olabiliriz. Daha iyiye ulaşabiliriz. Yanılabiliriz. Düştük. Kalkıp koşmaya gerek yok. Şuraya oturup yaramıza bakalım, bir dinlenelim. Belki de beceriksiziz. Kabullenelim. Mutlu olacağımız şeyi aramaktan vazgeçip mutluluğun kendisini arayalım. Muhtemelen bulamayız, hiç değilse yolumuzun nereden geçtiğini biliriz. Biz ararken bizi bulabiliriz. Belki de bulamadan ölürüz. Sorun biz değiliz. Aslında başkası da değil. Zaten sorun herhangi bir kötü sonuca ulaşmadan önce sorun değildir.

Kara Tahta Yazıları-5

Dkdndjdbskdb.jpg

Geçenlerde kadim bir dostum aradı beni, abi çok kötüyüm gel dedi. Atladım dolmuşa vardım yanına, oturmuş sahilde kukumov kuşu gibi karşı yakaya bakıyor. Ne oldu oğlum dedim, insanlar dedi, insanlar kafayı yemiş olduğumu düşünüyorlar. Bu muydu dedim derdin. Daha ne olsun der gibi baktı yüzüme. Aman be dedim ne olmuş delirdiysen, suç mu? Kalksın o zaman hamsiler halaya, koşsun tüm boyalar fırçalara, fırçalar da duvarlara, şahlansın demlikler poşet çaylara karşı tavuklar damlara uçsun, kargalar okusun marşımızı, atlar kulaç atsın boğazda, kişnesin trenler, sussun sirenler, ağlasın timsahlar ve şen olsun şu koca dünyaya başkaldırımız. Kutlu olsun deliliğimiz!

Kara Tahta Yazıları-4

IMG_8930.JPG

Verilen en büyük yetkiydi bana bilmiyorum kelimesi. Belki de artık büyüklerim bana inanmıyorlar. Ama ne kadar umrumda gerçekten bilemiyorum. Ben olmayı ben seçmedim. Bilgiye nasıl ulaşacağımı dişlerimle toprağı kazıyarak öğrendim. Mühim değil artık kimliğim. Ben bilinmezliği kirlettim. Artık her şey bir öncekinden daha zor dostum. Ama sana bir sır vereyim. Yalnız kalmanın sırrı nedir çözdüm. Yalnızlığın yanlışlıklarla ilgisi var. Yanlışa yanlış dersen yalnız kalırsın. Eğer bir yanlış görürsen oradan hemen uzaklaşmalısın.

Kara Tahta Yazıları-1

IMG_3246.JPG

Ben artık yeter dediğimiz yerde durmak istiyorum. Bunu bencil bir istek olarak algılama. Ben bitti dediğimiz zaman bitmek istiyorum. İsteklerimizin başladığı yere oturuyorum. Her şeyin başladığı yerde yeniden başlamak istiyorum. Bugün bir banka oturdum. Kaldırdı kafasını neredeyim diye sordu, cevap veremedim. Mahcup hissettim biraz sanki onu oraya ben koymuşum gibi. Beni bilirsin mahcupluğa dayanamam. Tersledim, sus dedim yeter! Ben o sustuğumuz yerde konuşmayı öğrenmek için çırpınan bir çocuk gibi bekliyorum. Susmamız gereken yerde susmadık, beni aldattın. Ben artık susmamız gereken yeri de bilmek istiyorum. Bunları bencil istekler olarak algıla. Artık beni anlamanı istiyorum. Ben artık yoruluyorum. Çocuklar gibi oradan oraya koşturamıyorum. Ayaklarım acıyor artık, peşinden gelemiyorum. Sana yetişemiyorum. Ne olur beni anla, seni seviyorum. Hepsi bir rüya, sonunda ne olacak kestiremiyorum. Beni biraz gör, ben boğuluyorum. Kimse beni görmezken sen gör!

Hayatta iyi şeylerin de olabileceğine inanmak istiyorum.