Mutfakta Tatsız Bir Öğlenarası

Zamansız ve ya rabbisiz bir taburede buldu beni

Sigaram yanıyor, parmaklarım yanıyor, ocak yanıyor

Süreksiz ve aynı zamanda gereksiz bu işten

Olumsuzluk eklerinin tamamından dövülme kovulmak

Ki yalnızca oradan da değildi bu tekme tokat

Karga tulumba bir şehirden de atılmak

Bir gün ansız ve yalansız ama nihayet yalansız

Olduğu gibi konuştu olmaya çalıştığı gibi değil

Zehir gibi bir duman, genzim yanıyor, gözlerim yaşarıyor

Bu kalitesiz bir serüvenin son dayağı

Ağlamıyorum, gözümdeki zehir gibi dumanın tezahürü

Şimdi Kanada’da olmak vardı, on binlerce kanada dolarıyla

Kovulma partileri, sigara savaşları, kucak dansları

Dahası ağlama duvarı, utanç müzesi, hırsızlık sergisi

Belli belirsiz bir öpücük yanağımda, ki bu yalnızca bir his miydi, bilemiyorum

Kapı dışarı edilmek, yahut ezilmek bir sivrisinek gibi

Tazminat olarak da uzattığım öbür yanağım

Şikayetim sana, yaratana, yalana dolana, kaygısıza