Yine beklemek zulmüne göğüs germeye çalışmakta vücudumdaki her bir zerrem.
Deneme yanılma yöntemi ile savaşmakta beynim. Ben kimim diye sorduğum her kaldırım taşından ağır hakaretler işitmekte kulaklarım.
Beni mi bekliyorsun, kendini mi, karar vermeni bekliyorum.
Zamanın icadından önceydi.
Düştük binlerce metreden yeryüzüne, kırılmış bir tarafımız yok. Seninle ben kimseden taraf değiliz. Sadece geleceğe sahip çıkmaya çalışıyoruz. Kalemimize, defterimize, insanlığımıza rengimizi katmaya çalışıyoruz. Biz aslında herkese biraz benziyoruz. Kimseden benzerlik beklemiyoruz. Gördüğümüz güzel gözlerden kahkahalar çalıyoruz. Biz seninle en güzel gecede, kayan yıldızların üzerinden bize koşan tane hesabı mutlulukları yakalamaya bile yeltenmiyoruz. Birbirimize yetiyoruz. Bir çıkma ekmek, bir bardak sütle yıllarımızı geçiriyoruz. Yeni yetme dert tüccarlarından ağır aksak övgüler duyuyoruz. Duyduklarımızla yetiniyoruz. Hikaye güzel devam ediyor. Ama artık unutuyorum.
Hah!
Şimdi hatırladım.
Sonra sen gidiyorsun. Ağlıyorum. En uzun geceden dakikalar çalıyorum. Zamanı ileri sarıyorum. Zamanım geçiyor, sararıyorum. Gel artık, seni bekliyorum.