6. Duygu

Güneş gibisin, aydınlatırsın, ısıtırsın belki de yakarsın. Ve ben bir buzul gibiyim. Sıcaklığın ulaşmıyor bana. Kalbim erimiyor teninin sıcaklığında. Seni hissetmenin güzel yanları vardı. Sonra soruşturduk yalnızlıkları ve sözlüklerden aradık aydınlıkları. Bize yetemediğimiz zamanlar oldu. Bir cam şişenin içindeki mektuplar gibi umutsuzca yazıldık yeryüzüne. Seni sevmiyorum değil. ama bilmiyorum işte. Belki de bir karga önyargısı üzerimizde. Bilmiyorum. Yalnızım ve bunu sen gittiğinden beri bana verdiğin bir hediye olarak kabul ediyorum. Bir taş kesildi bedenim, ve ben artık en garip senim. Serinim. Bir rüzgar gibiyim. En çok yağmurun altındayken şahlanırdı hislerim. Ve ben artık histeriğim. Deneme yanılma yöntemini pek sevmezdim. Denemeden yanıldığımı farkettiğimde yenilmiştim. Yenilendim, ayağa kalktım. Dur, yüzüne bakmak istiyorum. Seni bir aynada yok etmeliyim. Ben en çok dizginlediğin çizginim. Duygularımın mahut kaderisin. Kesinsin ve ataletimin tesirisin. Yüzün yok olmalı, sesin yok olmalı, bedenin çürüyüp toprağa karışmalı. Ölüme alışmalısın, yokluğuna alışmalıyım. Beni tanımıyorsun, çünkü ben senin bile bilmediğin o iyi yanınım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir