İz Bırakma Fiziği

geçmişkik.jpg

Geçmiş ne kadar hızlı geçmiş, oysa yaşanmamışlıklar vardı. Beklesen biraz ne olurdu? Ben geç kaldım tamam, ama belki de hata senin. Neden tam zamanında oradaydın. Belki de sen de geç kalmalıydın. İkimizde geç kalsaydık bence geç kalmış olmazdık. Bana öyle bakma. Yapabileceğim bir şey yok. Olsa yapar mıydım? Elimden ne geliyorsa sana gelsin diye uğraşırdım galiba. Ama sen masum değilsin. Sana kızmıyorum. Hiçbirimiz masum değiliz. Ben sözlerine kızıyorum. Daha doğrusu kızıyordum. Sözlerini unuttum. Unutkanlık var biraz sen de biliyorsun. Belki sen de unuttun. Unutulmuş bir çiçek salonda duruyor. Her bulduğu fırsatta saati soruyor. Bir saat ya da bileğindeki herhangi bir şey. Bak ve bana ne kadar zamanımız olduğunu söyle. Seninle ben akrep ve yelkovan gibiydik. Sen bir dönerdin ben etrafında fır dönerdim. Hep etrafındaydım. Hep yakında. Saatler ileri mi alındı yine. Dur hemen sözlerime alınma. Alındıkça satılır sözcükler. Benim yazılarımın müşterisi yok. Bağırma, ben bağırınca giderim. Uzaklardan seni seyrederim. Seninle ilgili değil konularım, konuşlarım ve dokunuşlarım. Son dokunuşlarım hep zarif olsun isterim. Sinematik bir gözle bazen seni izlerim. Bir film olsan en güzel detay olurdun. Ben detayları severim. Emin ol en çok seni severdim. Yanlış anlama seni etkilemeye çalışmıyorum. Etki her zaman tepki oluşturur. Ben seni tepkisiz de kabul ederim. Basit fizik kuralları, biraz yanlış anlayışlar, tutku taneleri, kalp yıkıntıları. Sıradan şeyler de konuşmalı insan. Seni her zamanki yerde her zamanki sadeliğimle terk ediyorum.

“Hervsey’de”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir