Mezar Taşında Tanıdık Yüz

Kömür sürdüm yüzüme

Çatlaklarını doldurdum.

Devrimi yaktım, leş kokuları

Kahrı kahrettim, duvarlarımda sarı

Evet, zaten sarı olan duvarlarıma

Biraz daha sarı, çünkü sarılar çağlamalı

Bedenimdeki dikişler çoğalmalı

Algı yağmaları, yalın ağrıları

Sanrılarım kalbimde doğrulmalı.

 

Sonra yağmur sesinde belki

Belki beş metre bir bezin

-ki desensiz olmalı, beyaz olmalı-

Dikişsiz çehresiyle sevgilim

Zamandan kurtulmalı

Kırıp zincirlerini, tek gözlü gardiyanlara

Kızgın teşekkürlerden dökme

Bir gürzle katillerini taklit ettiğini

Göstermeli, gösterilerin sahibesi

 

Güzel yüzün ve kehribar gözlerin

Çarşaf teninde ruhlar alemi

Koyu macenta akınları

Bizi ve duvarlarımızı mahvetti.

Oysa sarı sanrı

Çok sarı, daha çok sarı

Sokakta kuşlar hakikaten sarı

Mevsimden diyorum herhalde mevsimden

Önümde hazal, uzakta Geyik dağları.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir