Bir Duvar Önümdeki, Ardı Aşk Sonrası Yunanistan!

IMG_2213.JPG

Dağları ruhani fiillerin çekimi, her adımda bileklere kadar su

Hayalimin Yunanistan’ı

Zemin eğik, bu nasıl yerçekimi, bu ne kepazelik!

Üç yüz bin bilek var belki memlekette

Hiçbir yurttaş boğulmaz burada, işsiz kalacak cankurtaranlar

Bir derdi yoksa, bir kaşık da bulamadıysa

Boğulamayacak memurlar, tornacılar, pastacılar

Su bileklerlere kadar, belki üç milyon bilek var.

 

Herkes her an tatilde, akıllar yerinde yalnızca akşamüstleri

Yağmurla dolu zemin su, boğazına kadar dolu, aklımda bir fikir O,

Bir engel var, arkasında belki binlercesi daha

Ama görünen bir taneyse, sadece bir tane var.

Sınır kapısı bir denizde değil, her denizde

Bir karartı var, -belki güneşten- her benizde

Sadece bir duvar, yüz ve geç, önümde üç çift yüzgeç

Suyun altında, bileklere kadar olan suyun altında

Kafam denizde, dağlarda bileklerime kadar su!

 

Elde kalan onlar basamağından borç

Borca karşılık verilen onca düzen istilası soru, bıktık artık.

Hayalimin Yunanistan’ı

Bir çöplük denizi

Dağları tepeleri berrak su

Bir karış suda, üç balık, pulları sedeften

Kafam denizde, dağlarda bileklerime kadar su!

Kanatları mı onlar, yoksa yüzgeç mi, uçan balıklar mı görüyorum?

 

-Berraklığa rezilliğimiz karışmasın diye, lütfen suyunuzu yalnız içiniz!-

 

Sonra masada oturuyor

Yanında bir arkadaşı, bir de O

O değeri olduğundan değil, toprağından, sırrından O

Oyunlar, eğlenceler, bir de yasalar ortada, dökülmüş

Yasaklardan değil, horasan harcından taş duvarlar, etraf buz

Cep delik, ruhlar delik deşik, alıntılar, çekinceler, inceden zikirler

Bir de arkadaşız üstelik, dünya bir araya gelse düzeltemez

Bunca arsızlığı, ama yine de gelsin bir araya, desin ki;

“Bu ne hengamedir ulan!” hep bir ağızdan

 

Malumunuz devir kötü, evlerimiz temiz olmalı, yataklar düzgün,

Yanlış ismiyle yerleştirilmiş yüzümüze demirden bir yargı

Bu üzerindeki ağırlık da ne? Ne bu oradan buradan çıkan tahta saplar,

Ne bir tırpan bu sapların ucundaki ne bir kargı,

Belki bir arkadaşın diğerine olan aşkı.

 

Dilsiz bir oğulun gözlerinden düşen ağıta

En sevdiği günde kaybolup duran yosun rengi buluta

Azgın şelalenin ipek dokusuna

Aldanıyor, neden aldanıyor sanki, yoksa aldatan mı var?

 

Zaten ben henüz yolda değilim, ama yürüyorum.

Papalouka çıkmazında, yıkık bir duvarın keskin taşları arasında

Bir arkadaştan, hayal meyal hatırladığım bir mektup arıyorum.

Mektup bir hayli sıcak! Uzağa gitmiş olamaz! Ama ne taraftan!

 

Hoşça kal hayalimin Yunanistan’ı

Bir kaşık lazım şimdi bana, bir de su.

Memurlar için paydos vakti, saat beşi buldu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir