Binlerce hayat içinde binlerce hata sürdüm gözlerimin altına sürme diye.
Devrildim de devrim değildi ismim, çok güldüm.
Çok ağladım, evrildim.
Bilincimi kaybettim, sağa sola çarpa çarpa yürüdüm.
Yolumdaki canavarlara son günüme kadar direndim.
Artık bazı adımlarımdan emin değilim.
Adım emin değil,
alın yazım evin değil.
Çokça rezil,
çokça eril,
biraz değil fikrim
çok zelil.
Yalnızlığımı nereden attılar bu gökyüzüne,
hangi rüzgar getirdi intihar mektubumu ayağımın dibine?
Bu içimdeki çirkinlik hanginizin elinde?
Yüzüm yanıklar içinde, zikrim dağıldı, kelimelerim yüz ton.
Ağırlıklar tenimde.
Küf kusuyorum,
kan terliyorum,
ruhumu alıyorlar damarlarımdan
tahlil yapacağız diye.
Beni hanginiz öldürdü söyleyin de bileyim.
Cesedim kokmadan katilimi bulayım,
lütfen söyleyin,
bakın zebaniler bekliyor ayaklarımın dibinde.
Siz de görüyorsunuz değil mi?
Şimdi tekil dertlerim kimin tekelinde.
Lütfen beni biri bulsun,
bir ormana attılar beni,
ellerim bağlı,
hareketsizim,
yatıyorum.
İçim karanlık.
Omurgamın üzerinden tanıdık sesler geliyor,
bağırıyorum;
-SESİMİ DUYAN YOK MU!